Choke(Tıkanma), Chuck Palahniuk'un en beğenilen romanlarından bir tanesi. Pek çok kimselere göre yazarın en iyi romanı sayılan bu kitabı gün itibarı ile okuyup bitirdim. En iyi kitaplarından biri olabilir. Ama içlerinden en iyisi olduğu konusunda, öyle düşünenlere katıldığımı söyleyemem. Yazarın kitaplarından, şu ana kadar okuduğum beş kitap içinde en iyisinin hala Invisible Monsters (Görünmez Canavarlar) olduğunu düşünüyorum.
Choke, Palahniuk'un diğer kitaplarından farklı bir tarzda yazılmış bir roman değil. Kitapta, yazarını belli eden pek çok ayrıntıyla karşılaşmanız mümkün. Tüketim toplumuna, günlük alışkanlıklara, Amerikan Rüyasına, aile yaşamına, ebeveynlere ve genel düşüncelere yönelik pek çok eleştiri, üzeri kapalı birçok göndermeyle karşılaşmanız mümkün. Kitabın ana karakteri, her zaman olduğu gibi toplumda görmeye pek alışkın olmadığınız bir karakter. Fight Club'ta geceleri uyuyamayan ve bu yüzden sabun yapan bir adam, Ölüm Pornosu'nda bir porno yıldızı gibi karakterleri anlatan Palahniuk, bu kitabında da bir sex bağımlısını anlatmış.
Kitabın içeriğine gelirsek, Chuck Palahniuk'un diğer kitaplarındaki kadar idrak etmesi zor bir anlatım yok. Palahniuk'un diğer kitaplarını okurken pek çok kez, okuduğum yerleri tekrar okumak zorunda kalmıştım. Zaten genel olarak, Yeraltı Edebiyatı anlaması zor bir anlatıma sahip olduğu için normal olan bu şekilde okunması. Kendinizi kitaba çok iyi vermediğiniz sürece buna mecbursunuz da diyebiliriz. Ama Tıkanma'yı okurken bu durumla çok karşı karşıya kalmadım. Anlaması çok daha rahat bir kitap olmuş. Kitabın dili yine oldukça sert. Hiçbir hafifletmeye gidilmeden, birçok gerçek olduğu gibi doğru kelimelerle yansıtılmış. Kitap, "Eğer bu kitabı okumaya niyetliyseniz vazgeçin" cümlesiyle başlıyor ve ilk bölümde de neden vazgeçmeniz gerektiğine dair ayrıntılardan bahsediliyor. Kitaba dair birçok ayrıntıda aklınıza Dövüş Kulübü'nün gelmesi kaçınılmaz. Örnek olarak, ana karakter Victor Mancini'nin sex bağımlılığı yüzünden grup terapilerine katılması ister istemez Dövüş Kulübü'nde Narrator'ın gittiği grup terapilerini getirecektir aklınıza.
Kitap, Tıp Fakültesinden kovulan Victor Mancini'den bahsediyor. Victor Mancini, annesi bir klinikte tedavi gören, okuldan atılmış ve sex bağımlısı bir adamdır. Mancini, bir süre sonra para kazanmak adına bir yol bulur. Lüks restoranlarda yiyecekler boğazına takılmış gibi yapacak ve birinin gelip kendisini kurtarmasını sağlayacaktır. Böylece kendisini kurtaran kişi, hem bir kereliğine bile olsa kendini kahraman zannedecek, hem de Mancini'den sorumlu olacaktır. Bu sorumluluktan ötürü de Victor Mancini'ye yardım edecektir. Bunları yaparken, bir yandan sex bağımlılığının tedavisi için grup terapilerine gitmektedir. Bu terapilerin ne kadar başarılı olduğunu öğrenmek için kitabı okumanızı öneriyorum. Annesinin tedavi gördüğü klinikte, annesiyle ilgilenen Paige Marshall ve mastürbasyon yapmadığı her gün için eve bir taş getiren Victor'un arkadaşı Denny kitabın diğer ana karakterleri.
Kitapla ilgili birkaç ilginç not da mevcut. Öncelikle kitabın 2008 yılında filme uyarlandığını söyleyelim. İlk olarak Darren Aronofsky'nin adı geçmiş yönetmenlik için ama sonra gerçek olmamış. Filmi henüz seyretmedim, açıkçası okuduklarımdan sonra seyretmeyi de pek düşünmüyorum. Kitaba oranla filmin çok başarısız olduğuna dair pek çok şey okudum. Chuck Palahniuk'un filme ilk uyarlanan kitabının Fight Club olduğunu, filmin tam bir efsane hâline geldiğini, bunun yanı sıra favori filmim olduğunu düşününce, bir Palahniuk kitabının film uyarlamasından beklentide çok büyük oluyor tabi. Aktarılacak bir diğer not ise, kitap Türkçeye ilk çevrildiğinde bir soruşturmayla karşı karşıya kalmış ve baskısı yapılmamış. Daha sonra mahkeme kararıyla aklanınca raflarda yerini almış.
Tıkanma'yla ilgili aktaracaklarım bu kadar. Palahniuk'un en iyi kitaplarından birisi olduğuna dair pek çok yazı okuyabilir ve duyabilirsiniz, hatta en iyisi olduğunu bile. Eğer Yeraltı Edebiyatı ve Chuck Palahniuk'u seviyorsanız okumanız gerekir diye düşünüyorum. Kitabın arka kapağının son kısmında ise Chuck Palahniuk'u anlatan bir yazı var. Yazımı onunla bitirmek istiyorum:
Palahniuk, "Gösteri Toplumu" nun en veciz yazarlarından biridir. Çarpıcı, gerçekdışı, tutarsız ve anlamsız. Aynı zamanda müthiş bir hayal gücü ve yergi kapasitesi eşliğinde ev, araba, televizyon ve kazanmaya indirgenmiş hayatların içyüzüne bakar; bilinçaltındaki genelevleri ziyaret eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder