Dün gece Afilifilintalar'da, Murat Menteş yazılarına göz gezdirirken bu Kore filminin önerisiyle karşılaştım. Murat Menteş'in filmle ilgili kısa yazısını buradan okuyabilirsiniz. Genel olarak çekik göz ırkına karşı her konuda ön yargım olduğu için, Uzak Doğu Sineması'ndan da çok haz ettiğim söylenemez. Her ne kadar Oldboy birçok ön yargıyı yerle bir etmişte olsa, her ne kadar ben Amerikan Sineması ve Türk Sineması dışında pek bilgi sahibi olmasam bile yine de ön yargı ön yargıdır.
Filme gelirsek, film 2010 yılında yapılmış. Daha önce belirttiğim gibi Güney Kore'ye ait bir yapım. Filmin yönetmenliğini Jeong-beom Lee yapmış. Yönetmenin ikinci denemesi olan Ajeossi'nin senaristi de aynı isim. İlk filminde hem yönetmeni hem de senaristi kendisi. Esas oğlan rolünde Bin Won ismini görürken, filmin küçük şeker kızı rolünde de Sae-ron Kim ismini görüyoruz. İsimlerine aşina olduğum oyuncular değil elbet ama bilgi olsun diye söyleyelim. Film, İngilizceye de The Man From Nowhere olarak çevrilmiş.
Filmin konusuna geçmeden önce, Murat Menteş'in yazısında da okuyabileceğiniz üzere, Leon'dan pek çok iz görmeniz mümkün Ajeossi'de. Benim gibi Leon hayranıysanız filmi beğenmemeniz zaten pek olası değil. Konusu ise şu şekilde: Cha Tae-sik bir rehincidir. Komşusu olan küçük kızla soğuk da olsa iyi bir diyaloğu vardır. Küçük kızın annesi uyuşturucu işine bulaşıp, mafya tarafından kızıyla beraber kaçırılır ve Cha Tae-sik ister istemez bu olayın ortasında kendini bulur. Mafyanın tuzağına düşen esas oğlan, bir yandan mafyanın elinden küçük kızı kurtarmaya çalışırken bir yandan ise polisten kaçmak zorundadır. Cha Tae-sik eski bir devlet ajanıdır. Yakın dövüş, silah kullanımı, rehine kaçırma gibi pek çok alanda da uzman olunca film tadından yenmez bir aksiyon haline gelir.
Filmin seyir zevkinin çok yüksek olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Her ne kadar abartı aksiyon sahneleri mevcut olsa bile, izlerken çok fazla "yok artık" demeyeceğinize emin olabilirsiniz. Çekik gözlü abiler, karizmatik esas oğlan işini yine oldukça başarılı işlemişler. Başrol karakteri için, "karizma paçadan akıyor" desek abartmış olmayız. Onun dışında görüntü yönetmeni her kimse iyi iş çıkarmış. Özellikle karakterin gözünden çekilmiş camdan atlama sahnesi çok başarılıydı. Eminim izlerken hepinizin dikkatini çekecektir. Yorumları okurken yine Oldboy'la pek çok ilişki kurma ya da kıyaslama çabası gördüm ki bence artık bunlar biraz aşılmalı. Ne zaman başarılı bir Kore Sineması hatta Uzak Doğu Sineması örneğiyle karşılaşsak Oldboy ismini duymak kabak tadı vermeye başladı artık. Evet çok iyi filmdi ve hepimiz beğenmiştik ama bu kadar çok kıyaslama yapmak bence diğer yapımlara haksızlık. Kaldı ki Ajeossi, Oldboy ile aynı paralelde bir film değil.
Filmde pek çok klişe görmek mümkün. Karizmatik, öldürme işini iyi yapan, geçmişi karanlık ama içinde sevgi pıtırcıkları yeşerebilen bir başrol, hayatını adayabileceği küçük bir çocuk, kötü adamın vicdan muhasebesi vs. Ama ben iyi işlendiği zaman klişelerin kaliteli bir hale getirilebileceğine inananlardanım ve Ajeossi'de bu iş iyi başarılmış. Unutmadan, aksiyon sahnelerinin çok güzel olduğunu belirtelim. Hani sinema değerini bir tarafa koyduğunuzda sadece seyir zevki açısından çok üst düzey filmler vardır ya(Rocky serisinin 1. filmden sonrası buna iyi bir örnek olabilir), Ajeossi için aynı şeyleri söylemek mümkün. Sinema değeri belki kişiden kişiye değişir ama görselliği son derece üst düzey.
Ajeossi(The Man From Nowhere) için şunu söyleyebilirim: Çerezlik bir aksiyon. Ben düzenli film izleyenlerin arada bir sert aksiyon filmlere ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum ve bu film bana gayet iyi geldi. Başarılı işlenmiş bir konu, iyi çekilmiş bir film, silahlı bıçaklı güzel bir aksiyon. Kesinlikle deneyin derim. Şimdiden hepinize iyi seyirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder