7 Mayıs 2013 Salı

Baharda Yine Geliriz


















Kitap orucumu Barış Bıçakçı ile bozdum bugün. Geriye okumadığım tek bir kitabı kalmıştı ve Baharda Yine Geliriz'i henüz bitirdiğim şu dakikalarda sanki hayata dair bana yüklenmiş bir misyonu tamamlamış gibi hissediyorum. Aslında Barış Bıçakçı'ya dair geriye okunacak bir şey kalmamış olmaması iyi mi yoksa kötü mü pek emin değilim. Buna karşılık gerçek şu ki artık okumak için yeniden yazmasını beklemek durumundayım. 

Baharda Yine Geliriz diğer Bıçakçı kitaplarından bazı yönleriyle farklı diyebiliriz. Birkaç sayfalık pek çok öyküden oluşan bir kitap ve tahmin edebileceğiniz gibi yine Ankara'da geçiyor olaylar. Fakat bu sefer biraz farklı olarak, Ankara kokusunu "Şehir Rehberi" başlığıyla öykülerin arasına sıkıştırdığı birkaç cümleden oluşan bölümlerle veriyor Barış Bıçakçı. Kitabın en ilgi çekici bölümlerinin -en azından benim en çok ilgimi çeken- bu "Şehir Rehberi" kısımları olduğunu söyleyebilirim. 

Artık Barış Bıçakçı'nın bütün kitaplarını okumuş durumdayım ve kendisinden hâlâ bir iz yok. Eskisi gibi yazacak, anlatacak, sitem edecek mecalim de kalmamış sanki. Yazının kısalığının ve benim bu kısa kesme hissiyatımın bana düşündürdüğü şeyler bunlar işte. Ne var biliyor musunuz? Artık merak etmiyorum. Kimse kim bana ne sanki!!! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder