1 Şubat 2013 Cuma

Hikâyem Paramparça


















Emrah Serbes'in yeni kitabı Hikâyem Paramparça. Aslında biraz zaman oluyor raflarda yerini alalı. Birkaç ay oldu göreli ama ancak dün sıra gelebildi. Aldık, okuduk, beğendik. Behzat Ç. efsanesinin yaratıcısı Emrah Serbes ve Behzat Ç.'yi anlattığı iki kitabından sonra Erken Kaybedenler'i de okumuştum. Hikâyem Paramparça, Serbes'in dördüncü kitabı ve ilk üçünü çok beğendiğimi ve sağlam bir Behzat Ç. hayranı olduğumu düşününce kitabı daha fazla ertelemedim elbette. 

Bir süredir uğramasam da afilifilintalar'ı oldukça severim. Murat Menteş, Bahadır Cüneyt Yalçın gibi isimleri bana tanıtmış ve sevdirmiştir. Dublörün Dilemması'nı size yazarken de bahsetmiştim afilifilintalar'dan. Emrah Serbes yazarlarından biri ve Hikâyem Paramparça'nın içeriği önemli ölçüde Serbes'in oraya gönderdiği yazıların derlenmesiyle oluşturulmuş. Aslında iyi de olmuş. Hepsini toplu hâlde bir arada görmek güzeldi. Onun dışında Birikim Dergisi'nin Haziran 2009 sayısından yazılar ve son olarak da "Galip İşhanı" isimli bir öykü var. Kısacası içerik üç ayrı parça olarak değerlendirilebilinir. 

Behzat Ç.'yi izleyenler bilir. Dizinin ilk sezonunun 12.Bölümünün girişinde Behzat Ç.'nin Erdal Beşikçioğlu'nun sesiyle kendi hikâyesini anlattığı "Babamın öldüğü gün birine âşık olmuştum. bazen öyle olur, her şey üst üste gelir. Polis olmasaydım katil olurdum..." diye başlayıp devam eden, birkaç dakikalık, dizinin akışından biraz bağımsız bir parça bulunur. Hatta ben tam o kısmın bir hâyli hayranı olduğumdan ötürü arada transa geçip etrafımdaki insanlara baştan sona ezbere okurum. Hikâyem Paramparça'yı okuduktan sonra gördüm ki o kısımdaki cümleler Emrah Serbes'in afilifilintalar'da yazdığı yazıların arasında derlenerek oluşturulmuş. Bunu kitabın giriş cümlesiyle anlamak mümkün. Ne yalan söyleyeyim etkilendim, güzel bir ayrıntıydı.

Kitabın "Galip İşhanı" olarak adlandırılmış öyküsüne gelirsek Emrah Serbes'in yine erkek çocuklarıyla ilgili bir şeyler anlattığını görüyoruz. Erken Kaybedenler'de de erkek çocuklarının hayatından bahsettiği öyküler yazmıştı Serbes. Öykü konusunda edebiyatımız açısından oldukça iddialı bir duruma gelip çok uzun yıllar boyunca hafızalara kazınabilir kendisi. Farklı ve etkileyici bir tarzı olduğu kesin. 

İçerik açısından kısa ama dolu dolu bir kitap olmuş Hikâyem Paramparça. Resimler kitap adına güzel bir detay olmuş. Hızlıca bir nefeste okuyabileceğiniz türden. Her ne kadar ben bu kez yapmasam da altı çizilebilecek pek çok yer var kitapta. Umarım Emrah Serbes daha sık yazar ve biz de daha çok okuyabiliriz. Bu arada Barış Bıçakçı'ya gönderilen selama da kitap içinde rastlamak keyifliydi.