12 Ağustos 2016 Cuma

Suits













Cem Yılmaz'ın gösterilerinden birinde "Stajyer" başlıklı bir bölüm vardır. Bilmeyenler aratarak rahatlıkla ulaşabilir ya da burayı tıklayabilirler. Cem Yılmaz'ın efsane tespitleri arasında benim için ilk sıralarda yer alır bu konu ve orada tam olarak bahsettiği "Hollywood Effect" içindeki avukatlık durumunu bize gani gani izlettiren bir dizi yazmak için buradayım. Suits şu an için altıncı sezonu hazırda devam eden Amerikan işi bir yapım. Ben ise beşinci sezonu bitirdim. Yazının içeriğinde spoiler olabileceğini hatırlatayım ama çok kafanıza takmayın, konunun ilerleyişi açısından kritik şeylerden bahsetmeyeceğim.

Olayı daha iyi anlatabilmek için ana karakterlerden birkaç kelime ile bahsetmek faydalı olabilir;

- Harvey Specter: Esas Oğlan
- Mike Ross: Esas Oğlan Jr.
- Jessica Pearson: Patron, hükümet gibi kadın
- Donna Paulsen: Esas Oğlan'ın sekreteri. Hınzır, zeki, işinin en iyisi, çekici
- Louis Litt: Esas Oğlan'ı kıskanır, duygusal, hep bir adım geride
- Rachel Zane: Esas Oğlan Jr.'ın yavuklusu, kendisi paralegal
Pearson Hardman: Geleneksel olarak sadece Harvard mezunlarını işe alan ülkenin en önemli hukuk şirketlerinden bir tanesi

Harvey Specter New York'un en önemli iş bitiricisi olarak ün salmış, kariyerinde hiçbir davayı kaybetmemiş, elinden geldiği kadar mahkemeye gitmeden karşı tarafla bir anlaşma yaparak olayları sonuçlandıran Harvard mezunu bir avukattır. Harvey'nin son derece yakışıklı bir görüntüsü, karizması yürürken paçasından akan bir tarzı, şoförlü ve Lexus marka bir arabası, imrenilecek bir dairesi, pahalı takım elbiseleri, düzgün bacaklı dolgun kalçalı kadınları vardır. Tevazu dışında bir kadının bir erkekten isteyebileceği ve bir erkeğin başka bir erkeği kıskanabileceği belki de her şeye sahiptir. Pearson Hardman şirketinde çalışan Harvey için artık kıdemli ortak olma zamanı gelmiştir. Kıdemli ortak olmanın kurallarından bir tanesi de kendisine yardımcı bir avukatı işe alma zorunluluğudur. Pearson Hardman kuralları gereği şirkette çalışan her avukat gibi Harvey'nin yeni yardımcısı da Harvard mezunu olmak zorundadır ve sekreteri Donna ile birlikte mülakat için bir otele giderler.

Mike Ross geçmişinde çok zor günleri geride bırakmış yirmili yaşlarında genç bir adamdır. Anne ve babasını çok küçük yaşta bir trafik kazasında kaybeden Mike'ı büyükannesi büyütmüştür. En yakın arkadaşı başını çok fazla belaya sokan, Mike'ı da bir şekilde peşinden sürükleyen, pek güvenilmeyecek bir adamdır. En önemli özelliği fotografik hafızası olan Mike, koca bir kitabı tek okuyuşta ezberleyecek kadar üst düzey bir beyne sahiptir. Bu yeteneğini başka insanların yerine para karşılığı LSAT sınavına girmek gibi yasalara aykırı şeyler yapmak için kullanır. Gündelik işlerle geçimini sağlayıp, hayatı takılarak yaşayan Mike, günün birinde en yakın arkadaşı Trevor'ın isteğiyle bir çanta dolusu uyuşturucuyu alıcısına satmak için bir otele gider. Kendilerini kamufle eden polisleri son anda fark eder ve kaçmaya başlar.

Aşırı dozda zeka sahibi sekreter kızımız Donna, adayları birer birer Muhteşem Harvey Specter'ın odasına gönderirken daha ilk bakışta anlayıp Harvey'e olur veya olmaz şeklinde bir işaret yapmaktadır. Adaylar sırası ile girip çıkarken polisten kaçan Mike Ross tesadüfen Donna ile karşı karşıya gelir. Birkaç cümle ile kendini belli eder ve Harvey'nin yanına görüşmeye giderken Donna çoktan "adamımız bu" işaretini Harvey'e çakmıştır bile. Mike odaya girer girmez önce bir çanta dolusu uyuşturucusunu Harvey'nin önünde yanlışlıkla açık ederek başladığı görüşmede Harvard mezunu bir avukat olmadığını ama fotografik hafızası olduğunu daha da önemlisi özel ilgi alanı olan hukuk ile ilgili bütün kitapları yalayıp yuttuğunu Harvey'e kolaylıkla ispat eder. Harvey bundan oldukça etkilenir ama Harvard mezunu olmak bir yana herhangi bir hukuk fakültesi mezunu bile olmayan bir adamı yanına avukat diye alması ve ülkenin en itibarlı hukuk şirketlerinden birine yerleştirmesi olası değildir. Bu noktada ikisi birlikte hayatları boyunca peşlerini bırakmayacak ve belki de günün birinde her şeylerine bedel olacak bir kumar oynamaya karar verirler. Mike Ross'a sahte bir Harvard diploması ve bir hacker aracılığı ile yine Harvard'a ait bir transkript ayarlarlar. İşte bütün hikâye böyle başlar.

Harvey ve Mike mükemmel bir ikiliye dönüşürler. Zaten şehrin en önemli iş bitiricisi olan Harvey en az kendisi kadar kusursuz bir yardımcı bulmuştur. Fakat oynadıkları bu kumarın önünde çok fazla engel vardır. Şirketin yardımcı avukatlardan sorumlu ortağı Louis bunlardan biridir. Finans konularında uzman olan Louis, duygularıyla hareket eden ve duygularını belli etmekten kendini alıkoyamayan, Pearson Hardman'a mutlak sadakat ile bağlı fakat en önemlisi Harvey'i çok kıskanan bir adamdır. Dolayısıyla daha ilk günden itibaren yardımcısı Mike'ın üzerine oynamaya başlar. Şirketin sahibi Jessica pek çok ilki başarmış, dişiyle tırnağıyla kazıyarak bu şirketin sahibi olmuş, kararlı bir patrondur ve Mike'ın sırrını öğrendiği anda söz konusu Harvey bile olsa şüphesiz buna müsaade etmeyecektir. Şirkette paralegal olarak çalışan Rachel'a Mike'ın âşık olması, kıskanç kankası Trevor ve ağzına kadar Harvard mezunu avukat ile dolu bir şirkette çalışıyor olması Mike ile Harvey'nin bu sırrı saklamasının önündeki diğer zorluklardır.

Suits ile ilgili benim övgüyle özellikle bahsetmek istediğim iki konu var. Bunlardan ilki karakter ve oyuncular. Casting işini her kim yapmışsa dizideki ana ve yan karakterlerin hemen hepsi çok başarılı. Özellikle Louis Litt karakteri ve karakteri oynayan Rick Hoffman bugüne kadar izlediğim en mükemmel seçimlerden bir tanesi. Yürüyüşü, mimikleri, konuşması, komikliği kısacası her şeyi ayrı bir mükemmel. İkinci konu ise müzik seçimleri. Sahnelerin gediğine oturan çok başarılı şarkılar seçilmiş. Bunlardan birkaç tanesini paylaşmak isterim ki ilk sırada The Heavy - How You Like Me Now var bir ikincisi için de The Scientist - Tyler Ward feat. Lindsey Starling & Kina Grannis dinlenebilir. Bunlar şu an ilk etapta aklıma gelen ikisi ama diziyi izlerken hemen her bölüm Shazam açtığımı belirtmeliyim. New York taraflarında var olan büyük bir şirket, beyaz yakalılar, o şirketteki beyaz yakalıların ihtiras rüzgârları gibi detaylar da olayı çekici kılan pembe dizi boyutu için örnekler. Diziyle alakalı en olumsuz eleştirim ise Harvey Specter'ın kusursuzluğunun fazla stabil kalmasıydı. Sezonlar ilerledikçe Mike'ın yükselişe geçtiğini ve Harvey'nin birazcık geri plana çekildiğini gördük ama çok kısıtlı bir geri çekilmeydi. Ta ki beşinci sezona kadar. Beşinci sezonda Muhteşem Harvey Specter'ın da nihayetinde bir insan olduğunu görebildik ve şu ana kadar en beğendiğim sezon da beşinci sezondu.

İzlerken Cem Yılmaz'ın bahsettiği o "Hollywood Effect" gazına gelip avukat olma planları yapmak doğru olmayabilir tabi. Şüphesiz ki Amerikan'ın sahip olduğu hukuk sistemi bizimkinden çok farklı. Belki Amerika'da da avukatlık yapmak hiçbir zaman Suits'te göründüğü kadar görkemli olmayabilir. Hatta Türkiye'deki hukuk sistemiyle bağdaşmadığı için diziyi izlemekten bir süre sonra vazgeçmiş bir avukat arkadaşım bile var. Aslında diziyi izlerken akışa bırakıp keyif almak varken sisteme takılmak çok doğru değil. Sonuçta diziler, filmler ve kitaplar çoğunlukla insanı gerçeklerden koparan şeyler ve bu yüzden bu kadar çekici. 

Suits, bu topraklardan bakıldığı zaman biraz gaz verme dizisine dönüşebilir aslında. Ülkemizdeki 14-15 yaş grubu çocuklarına izlettirilir ise önemli bir kısmı Harvard Hukuk Fakültesi'ni kendisine hedef bile koyabilir. Bunun dışında da yaşanan hayatlar açısından oldukça parıltılı görünümü olan bir yapım. Aslında durumu tam ifade edebilmek adına bizim ülkeden bir örnek vermek istiyorum ama bir meslek dalı üzerinden beyaz yaka hayatı anlatan bir yerli dizi şu an aklıma gelmedi. Keyifli vakit geçireceğiniz, sürükleyici, kendini merak ettiren bir dizi Suits ve izlemeniz şiddetle tavsiyedir. İyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder