22 Aralık 2012 Cumartesi

Sinek Isırıklarının Müellifi


















Arayı çok açmadan başka bir kitabını daha okudum bu adamın. Dayanamıyorum, bekleyemiyorum, "ne yazmış diye acaba" diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Barış Bıçakçı'dan bahsettiğimi hatırlatmama gerek yok sanırım. Kendisine ait iki kitap kaldı okumadığım ve tüketmek istediğime emin değilim. O ikisinin birkaç günlük ömrü var sonuçta ve bittikten sonra yeni bir kitap yazması için ne kadar bekleyebilirim bilmiyorum.

Yine Ankara'da bu adam. Eryaman'da üstelik. Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra'da kurduğum pek çok bağlantıya emin olmuş durumdayım. Kesinlikle derin bir Eryaman geçmişi var Barış Bıçakçı'nın. Hatta bu kitaptan sonra hâlen oralarda bir yerlerde oturduğu ihtimali bile çok yüksek görünüyor. Batıkent Metro İstasyonu'na giden otobüsün yaklaşık 20 dakika içinde oraya varacağını bilecek ve bundan bahsedecek kadar Ankaralı bu adam. Birkaç sene önce yaz aylarında çektiğimiz su sıkıntısını ve şehre etkilerini mükemmel anlatacak kadar Ankaralı. Konu bu değil tabi, yani Ankara'dan bahsetmesi değil. 

Ana karakterimiz Cemil. Orta yaşlarında, inşaat mühendisliği yapan, toplu konutta yaşayan, bir kitap yazmış ve bu kitabın baskısıyla ilgili bir yayınevinden haber bekleyen bir adam Cemil. Geçmişi var, o geçmişten yanına kalan bir aşk var. Adı Nazlı bu aşkın ve evliler. Sonra dostları var Cemil'in, üç kişiler. Üç beş sekiz oynuyorlar mesela. Malum, batak oynarken dördüncü yoksa mecbur üç beş sekiz dönülür. Cemil yayınevinden haber beklerken geçmişini, geleceğini, aşklarını, dostlarını, kısacası toplu konuta sığdırdığı hayatını anlatıyor bize.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz'i izlememiş olsaydım, hatta sinemayla ilgilenen bir adam olmasaydım Barış Bıçakçı'dan haberdar olabilir miydim bilmiyorum. Bu durum beni Barış Bıçakçı'dan haberdar ettiği için, Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra'da bahsettiğim onunla tanışmayı hak eden tarafta olma durumumu bile sorguluyorum. O değil de Sayın Bıçakçı, kitaplarını yorumlayıp sürekli adını zikrediyorum ya burada, nasıl ayar oluyorsun bana değil mi, nasıl gıcık kapıyorsun seni insanlara anlatıyorum diye, insanlar ismini duyup senin kim olduğunu merak ediyor diye. Umurumda bile değil, mükemmeli yakalamışsın çünkü ve bahsedilmeyi çok fazla hak ediyorsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder