13 Şubat 2012 Pazartesi

Drive


















Yılın ses getiren yapımlarından bir tanesiydi Drive. Filmi izlemek için vizyona girmesini bekliyordum. Malum tüm filmleri evde eritirseniz sinemaya gitmek gibi bir keyiften mahrum kalabiliyorsunuz bazen. Gerek konusu, gerekse benim beklentilerim ölçüsünde sinema salonlarında izlemeye uygundur diye bir fikir oluşmuştu aklımda. Nitekim bu hafta vizyona giren filmi gidip yerinde gördük. Filmi izlemeden önce hakkında birçok iyi yorum duymuş ve okumuştum. Sonuç mu? Tam bir hayal kırıklığı.

Drive 'ın yönetmen koltuğunda, Danimarkalı yönetmen Nicolas Winding Refn oturuyor. Refn adına izlediğim ilk film bu. Film James Sallis 'in aynı adlı kitabından uyarlama. Başrollerinde, Ryan Gosling ve Carey Mulligan 'ı görüyoruz. Ryan Gosling biraz daha ön plana çıkıyor. Zaten karakter üzerinden yükselen bir senaryo olduğu filmin isminden, afişinden kısacası her halinden belli. Filmin müziklerini Cliff Martinez yapmış ki bence film adına bahsedilebilecek nadir olumlu notlardan.




Senaryoya gelirsek, esas oğlanımız(Gosling) bazen dublörlük yapan sıradan günlerinde ise bir oto tamirhanesinde çalışan üst düzey bir sürücüdür. Arada bir illegal işlere karışır ve soygunlara yardım etmek gibi kötü şeyler yapar. Kocası hapiste olan güzel bir komşusu(Mulligan) ve onun küçük oğluyla oldukça iyi ilişkiler kurar. Bu güzel bayanın kocası cezasını tamamlar ve eve döner. Ama hapishane günlerinden kalma bir beladan kurtulamaz. Soyması gereken birileri vardır ve esas oğlan adamımıza yardım edince olaylar farklı bir boyuta taşınır.

Filmin fena olmadığını anlatan o kadar çok şey okudum ve dinledim ki neden kötü olduğundan burada bahsetmek istemiyorum. Çünkü bir başlarsam spoiler üstüne spoiler vererek sayfalar dolusu ayrıntı yazabilirim size. Yüzeysel olarak birkaç şeyden bahsetmek gerekirse, öncelikle senaryo özgün değil. Aranızda Transporter, Ajeossi gibi filmleri izleyenler varsa ki vardır, bu tarz filmlerin buram buram kokusunu alacaktır. Benim için önemli olan bir diğer konu ise film senaryo konusunda ayrıntılarda boğulmuş diye düşünüyorum. Örneğin, Driver 'ın bir dublör olması filmin gidişatında çok daha iyi işlenebilirdi.




Drive adına söylenebilecek iyi şeyler de var elbet. Sahne geçişleri sırasında hem tam o anı hem de bir süre sonrasını parça parça gösteren çekim tekniği oldukça başarılıydı. Müzikleri çok iyi ve filmin içine sizi çeken türden başarılı işlenmiş. Filmin sıkmaması da önemli bir detay olarak göze çarpıyor. Seyir zevki yüksek bir film ama bir cumartesi sabahı televizyondan izlenebilecek kadar. Fazlası yok.

Drive 'ın, an itibarı ile IMDB oyu 8,0. İşin açığı bu oyları kim verdi, verirken ne düşünerek verdi hiç bilmiyorum. Oscar 'a aday olduğu aklıma geliyorda filmin bir an, sanırım bu işte en önemli ayrıntı pazarlama. İyi seyirler mi diyim ne diyim bilemedim. Bir ara oturup izleyin. Aslında oturup izleyin demek ne kadar doğru bilmiyorum. Denk gelirse izleyin demek daha doğru sanırım.

2 yorum:

  1. Bu yazıyı yazarken kulaklarımın çınlatıldığını düşündüm nedense :D

    Sinemanın zevki burada aslında. Aynı anda çok farklı eleştiriler alabiliyor. Ama eleştirilerin de bir mantığı olmalı bence. Sen bu konuda düşüncelerini bir mantığa oturtmuşsun ve bu da fikirlerine saygıyı arttırıyor. Bazılarının sebep bile bulmadan filmleri kötülemesi, olumsuz eleştirmesi, çekememesi beni sinir ediyor.

    Zıt fikirlerde tekrar görüşmek umuduyla :))

    YanıtlaSil
  2. Sevgili arkadaşım Fatma, bu yazıyı yazarken senin kulaklarını çınlattığım konusunda hemfikiriz. Farklı görüşlerde olduğumuz konusunda da hemfikir olabiliriz... Hemfikiriz işte ya uzatmaya gerek yok :D Daha nice uzun yıllar farklı görüşlerde görüşmek umuduyla :)

    YanıtlaSil