29 Temmuz 2012 Pazar

Ağır Roman


















Metin Kaçan 'ın aynı adlı çok satan romanında uyarlama bir film Ağır Roman. Şu sinemamızın kan ağladığı dönemlerin bitişine doğru bir nefes daha sağlayan filmlerden bir tanesi. Masumiyet 'i yazarken bugüne kadar en sevdiğim yerli yapımın Masumiyet olduğundan bahsetmiştim. Çok yeri sağlam olmamakla beraber ikinci sıra içinde Ağır Roman 'ın ismini verebilirim. Daha önceleri izlemiştim filmi elbet ama önceki gün tekrar izledim ve yazılarımın içinde bulunması gerektiğini düşünüyorum. Pek çok detayıyla fark yaratmış bir yapım Ağır Roman ve yazının içeriğinde bunlardan bahsedeceğim. Kitabını henüz okumadım o yüzden kitap tutarlılığıyla ilgili yorum yapmam mümkün değil. Ama merak listemin içinde ve bir gün okumak istiyorum.

Filmin yönetmeni Mustafa Altıoklar. Altıoklar, 1958 yılında dünyaya gelmiş. Projeleri arasında Ağır Roman 'ın bir hayli fark yaratmış olduğunu söylesek yanlış bir şey söylemiş olmayız diye düşünüyorum. Sadece Mustafa Altıoklar projesi olarak değil, bizim sinemamız adına da fark yaratmış bir proje, fark yaratmış bir film. Altıoklar 'ın bende en çok yer etmiş görüntüsü ise Demet Sağıroğlu 'nun "Yarın Olmaz" şarkısının klibinde yer alan hikayede canlandırdığı rolüdür.


MUSTAFA ALTIOKLAR


1997 yılında yapılan Ağır Roman filminin Metin Kaçan 'ın aynı adlı romanından uyarlandığını söylemiştim. Bunu senaryolaştıran ise yine Mustafa Altıoklar. Filmin müzikleri oldukça dikkat çekici ve patron koltuğunda Atilla Özdemiroğlu 'nun ismi var. Özdemiroğlu 'nu Muhsin Bey filminden hatırlamak mümkün. Müzikler adına Uğur Dikmen ve Balık Ayhan 'ın hakkını vermeden geçmeyelim. Başrol kadrosu ise bir hayli dikkat çekici ki filmi farklı bir noktaya taşıyan sebeplerden bir tanesi bu kadronun rollerinin hakkını çok iyi vermiş olması. Okan Bayülgen, Müjde Ar, Mustafa Uğurlu, Savaş Dinçel, Burak Sergen gibi son derece ilgi çekici bir kadrodan oluşuyor.

Konuya gelirsek, 1970 'lerin İstanbul 'u. Burası Kolera Sokağı. Burada hayat biraz farklı devam ediyor. Burada havadan esrar kokusu geliyor, berber çırakları sakal tıraşını öğrenmek için balonu köpürtüp antrenman yapıyor, faili meçhul cinayetler işleniyor, neredeyse her köşe başında evsizler ateşin etrafına toplanıp şarap içiyor, mahalleliye keyif bulmak için bir darbuka sesi yetiyor. Kolera Sokağı 'nın kabadayıları, onlara özenen ufak bitirimler de eksik değildir. Günün birinde mahalleye bir Rum Dilberi yerleşir. Ondan sonra işler biraz farklılaşır, roller değişir, düzen farklılaşır.




Ağır Roman 'ı özel yapan sebeplerden bir tanesi anlatım dili kesinlikle. Türk Sineması 'nın kara mizah anlayışından daha farklı bir sunumla seyircisiyle buluşuyor. Çalınan müzikler filmin değilde senaryonun bir parçası. Arap Sado ile Reis 'in bıçaklarla kapıştığı sahnede darbuka ile verilen ritim buna bir örnek. Oyunculuklar ise çok önemli. Çünkü standart bir karakter olarak bulunan çok az rol var. Berber Ali bunlardan bir tanesi. Roller abartı karakterlerden oluşuyor ve bunlara hayat veren oyuncular altından çok iyi kalkmış.

Aktarılacak bir diğer not ise Müjde Ar, Aysel Gürel, Mehtap Ar üçlüsünün bir arada yer aldığı tek film Ağır Roman. Diyalogları ise kült mertebesine erişebilecek kadar başarılı. 1980 'li yıllarla birlikte sinemamızda başlayan diyalog sıkıntısını bir başka boyuta taşıyor Mustafa Altıoklar. Mekan seçiminde yakalanan başarı övgüyü hak eden bir başka ayrıntı olarak dikkat çekiyor. Bu arada Mustafa Altıoklar 'ın filmde yer aldığını ve onun dışında Zafer Algöz, Küçük İskender gibi isimlerin de Ağır Roman 'da yer aldığını belirtelim.




Her yönüyle fark yaratmış Ağır Roman 'ı izlemeyenleriniz varsa en kısa zamanda bu konuyla ilgilenin. Her bir sahnesine, her bir müzik ezgisine, her bir söze dikkatlice kulak verin. Ne diyordu mahallenin evsizleri ateş başında: "Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye/ Zaman ki sana hasta oldu, incelikli haytasın/ Nüksederken raksına mahallenin maşallahı, eyvallahı/ Güzelleş be oğlum, şimdilik ölümüne kadar hayattasın!"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder