6 Mart 2012 Salı

Fetih 1453


















Millet olarak gazı çok severiz. Böyle Allah Allah nidaları, elde kılıç kalkan falan... Malzeme çoktur bizde aslında. Hani Cumhuriyet Dönemi 'nden öncesine dönüp şöyle bir sirkelensek her tarafımızdan savaş dökülür. Türk Tarihi 'nin dönüm noktalarından biridir İstanbul 'un Fethi. Çağ açıp, çağ kapatmış bir olaydır. Üzerinde uzun uzun konuşulabilir ama ne bu bir tarih blogu ne de ben bunu konuşmak için buradayım. Sebebi ziyaretimiz malum. Aylardır hatta yıllardır beklenen film Fetih 1453 geçtiğimiz haftalarda vizyona girdi ve bizde gidip seyrettik nihayetinde. Filmi özel yapan pek çok sebep var. Sinema tarihimizin en pahalı yapımı olması, hiç sahip olmadığımız şöyle görsel efektli, bol figüranlı savaş sahneleri barındıran bir dönem filmi olması ve bence en önemlisi bu kadar çok malzemeye sahip olduğumuz tarihimizin nihayet bir parçasının iyi reklamla, iyi tanıtımla insanlara merhaba demiş olması. Yazıya başlamadan söylemeliyim ki film beklentilerimi aştı. İlk deneme için bu kadar başarılı bir film beklemiyordum.




Filmin yapımcısı Faruk Aksoy. Aksoy 'un geride bıraktığı projeler Recep İvedik, Çılgın Dersane, Yeşil Işık gibi sinema adına çok fazla göze batmayan projelerden oluşuyor. Tüm film listesine baktığımız zaman ilgimi çeken tek bir tane film bile bulunmuyor açıkçası. Buna rağmen Fetih 1453 ile ilgili hiçbir önyargıya sahip olmadan filmi seyrettim ve sonuçtan memnunum.

Başrollere gelince Devrim Evin(Fatih Sultan Mehmed), İbrahim Çelikkol(Ulubatlı Hasan), Dilek Serbest(Era), Recep Aktuğ(Constantine) gibi isimleri görüyoruz. Devrim Evin ve İbrahim Çelikkol bu listede biraz daha öne çıkan isimler ve ikiside şu dönemde popüler olan isimler değil. Bu film onların parladığı proje desek yeridir. Senaryodan bahsetmek istemiyorum. Zaten herkesin fazlasıyla yakından bildiği bir hikaye ve tahmin edebileceğiniz gibi sürpriz bir sonla falan bitmiyor film. Ağır bir spoiler veriyim hemen modaya uyup, filmin sonunda İstanbul fethediliyor.




Gelelim benim düşüncelerime. Önce oyunculuklardan bahsetmek istiyorum. Performansıyla çok ön plana çıkan bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum. Fikrimce oyunculuklar biraz zayıf kalmış bile diyebilirim. Sadece Fatih Sultan Mehmed 'i canlandıran Devrim Evin 'i beğendim. Role yakışmadığına dair bir şeyler okumuş ve duymuştum filmden önce ama ben iyi bir seçim yapılmış diye düşünüyorum. Constantine rolünde bulunan Recep Aktuğ ise sanki biraz olmamış. Yani Aşk-ı Memnu dizisinde mimikleri, tepkileri nasılsa Fetih 1453 'te de aynısı gibiydi.

Aslında en çok merak edilen şu görsel ve ses efektleri olayına gelince, ses efektlerini kesinlikle çok iyi kıvırmışlar. Yazının başında film beklentilerimi aştı demiştim ve bunu bana bu kadar rahatlıkla söyleten şey filmin ses kısmı kesinlikle. Görsel efektler ise biraz amatör kalmış orası kesin. Zaten çok mükemmel olmasını beklemiyorduk ama bazı sahneler çok göze batıyordu. The Lord Of The Rings seviyesinde olamazdı elbette ama ister istemez biraz daha iyi yapılamaz mıydı diye düşünmeden edemedim.




Konuyla ilgili yapabileceğim en net eleştiri ise Akşemsettin ve gemilerin karadan kaydırılma hikayesi ile ilgili. Akşemsettin geldi Fatih Sultan Mehmed 'e bir şeyler anlattı o ara bir yerleri kazıp bir taş buldular falan... Çok havada kalmış sanki orası ya da istenileni tam verememiş gibi. Eğer buna dair tarihte bir hikaye var ve ben bunu bilmiyorsam özür dilerim. Gemilerin karadan kaydırılması ise direk olarak değilde öncesinde oluşan fikir ve planlarla birlikte gösterilebilirdi diye düşünüyorum. Hepsi bir yana, lağımcıları gördünüz mü müdür? Hepsi madenci, hepsi kahraman. Ciğerlerini yerim ben onların. Tamam bu kadar gaza gelmemin madenci olmamla ilgisi olabilir kabul ediyorum ama hepsi kahraman bu bir gerçek.

Tek kahraman üzerinden anlatılan dönem filmi geleneğine sadık kalınmış. Troy, Braveheart, The Last Samurai gibi Fetih 1453 'te de savaşa katılan bir kahraman üzerinden hikaye devam ediyor. Tahmin edeceğiniz üzere bu karakter Ulubatlı Hasan. Filmle ilgili bir şeyler okurken neden bu kadar Hollywood klişesi barındırıyor gibi şeyler okudum. Dönem filmi çekerken Yeşilçam klişesi bekleyen insanlar vardı sanırım. Yani buna cevap olarak klişe barındırmasaydı da denilebilir ama bence bunların hepsi iyi giden bir şeyi kötülemek adına söylenmiş sözler.



Uzun lafın kısası, ilk deneme için film gayet başarılı olmuş. Mutlaka gidin ve izleyin derim. Zamanında Eşkıya ile Türk Sineması nasıl bir kademe yukarı çıktıysa, Fetih 1453 ile beraber aynı etkiyi yaşayabilir. Bu bir ilkti ve bir hayli başarılı buldum. Yüksek bütçeli yapımlar, iyi tanıtım, ilgisi olan veya olmayan herkesi sinemaya sürükleyen filmler... Bunlar güzel şeyler ve her ne kadar sinema adına bu tarz şeyleri çok tasvip etmesekte bu endüstrinin böyle şeylere ihtiyacı var tartışmasız.

Eşkıya filmini izledikten sonra "bir kere gerçekçi değil, hiç bir mahkum 35 yıl hapiste yatmaz" diyen zihniyet, Fetih 1453 'ü izledikten sonra "gemilerin batırıldığı sahnenin bilgisayarla yapıldığı çok belliydi" diyen zihniyetle aynı yolun yolcusudur. Onlara hak vermiyor değilim ne de olsa Fetih 1453 bir Braveheart ya da bir Troy değildi. Hadi bi' gidin allasen ya. Film iyi olmuş gidip izleyin işte.

1 yorum:

  1. ben oyuncukları beğenmedim http://www.youtube.com/watch?v=ngUq7n-ds-c mesela bu çok fark var bir de illa bir aşk meşk sokucaklar aşk olmazsa ölürler ama izlenmez mi izlenir.

    YanıtlaSil