19 Haziran 2012 Salı

Once Upon a Time













Uzun bir aradan sonra buradayım ve sizin için yazacak güzel bir şeylerim olduğunu söyleyebilirim. Behzat Ç. ve Game of Thrones 'un ardından üçüncü kez bir dizi yazıyorum sizlere. Dizilerle aramın pek iyi olmadığını daha önce söylemiştim ve aslında geldiğim noktaya bakınca bir yıllık süreçte üç farklı dizi yazısı hiç de fena değil gibi görünüyor. Dizinin adı Once Upon a Time. Film isimlerinden olsa gerek oldukça aşina olduğumuz İngilizce bir kalıp desek yanlış olmaz. Türkçe karşılığına "Bir Zamanlar" demek mümkün ve aslında dizinin içeriğini kusursuz tanımladığını söyleyebilirim. Bu dizinin önerisi için Gamze ve Burkay 'a teşekkürlerimi iletiyorum. Kesinlikle çok beğendim ve yeni sezonunu merakla bekliyorum. Bu arada diziyi keşfedip öneren kişi Gözde 'ymiş. Her ne kadar diziye devam etmese bile ben adını yazıyorum ki önümüzdeki birkaç sene kendisini dinlemek zorunda kalmayayım. İşin şakası bir yana hepsine teşekkürler. Neyse bu kişisel konuları daha fazla uzatmadan diziyi anlatayım biraz.

Henüz yeni bir dizi ve ilk sezonu henüz birkaç ay önce son bulmuş. 22 bölümden oluşan ilk sezonunun ardından çok geç kalmadan başlamak iyi bir seçim olabilir. Malum dizilerin belli bir birikmeden sonra ne kadar zaman aldığını söylemeye gerek yok. Dizinin başrol listesi Jennifer Morrison, Ginnifer Goodwin, Lana Parrilla(işin aslı bu isimlerin hiçbirinin adını daha önce duymadım bile ama böyle sanki bütün projelerini yakından takip ediyormuş gibi yazınca daha havalı oluyor) gibi isimlerden oluşuyor. Aslında bu listeye Henry karakterini canlandıran Jared Gilmore 'u da eklemek mümkün.

Konuya gelirsek  Emma Swan(Jennifer Morrison) hayatı diğer insanların hayatlarına çok benzeyen türde bir kadın değildir. Kendini kısmen soyutlamış, yalnız yaşayan, hayatını başka insanları bularak kazanan(ya da ona benzer bir şekilde) bir kadındır. Bir gece geç saatte evine gelir. O saatte kapısı çalınır ve kapıyı açtığında karşısına Henry(Jared Gilmore) çıkar. Henry, Emma 'ya kendisinin biyolojik annesi olduğunu söyler. Bu durumu çok fazla ciddiye almayan Emma, Henry 'yi evine götürür. Storybrooke isimli bir kasabada yaşayan Henry 'yi zamanında evlat edinen kişi ise kasabanın belediye başkanı Regina(Lana Parrilla) 'dır.

Emma bir gece aniden karşısına çıkan Henry 'yi artık bir şekilde merak etmeye başlar. Sonuçta Henry 'nin kurulu bir hayatı vardır ve annesi kasabanın en güçlü kişisidir. Nitekim evlat edindiği oğlunun biyolojik annesinin sürekli etrafta olması Regina 'nın pek hoşuna gitmez. Ama durum bundan ibaret değildir. Henry 'ye öğretmeni Mary Margaret(Ginnifer Goodwin) tarafından hediye edilmiş bir masal kitabı vardır ve Henry 'ye göre orada olup biten her şey gerçektir. Henry ısrarla Regina 'nın kötü kalpli kraliçe olduğunu, ortada bir lanet olduğunu ve bunu bozabilecek tek kişinin kendisi olduğunu Emma 'ya anlatmaya çalışır. Emma başta Henry 'yi kırmamak için buna inanıyormuş gibi yapsa da aslında hepsinin bir saçmalıktan ibaret olduğunu düşünür. Ama bu kasabada hiçbir şey normal insanların yaşadığı hayata pek benzememektedir.

Dizinin bir bölümü gerçek yaşamda geçerken bir bölümü bir masal dünyasında geçiyor. Bundan ötürü filmin görselliğinin, kostümlerin, makyajların çok başarılı olması gerektiği konusunda hemfikiriz sanırım. Yapımcıların bunu kesinlikle başardığını söylemek mümkün. Dikkatimi çeken bir diğer konu ise dizide yer alan kadınların güzelliği. Konunun masalsı bir kısmı olduğu için özellikle mi seçmişler bilemiyorum ama kesinlikle oldukça güzel görünüyorlar. Mantık olarak dizinin belli bir süre sonra sıkabileceğini düşünmeniz mümkün ama sezon finaline doğru daha keyifli bir hal aldığına emin olabilirsiniz. Senaristlerde gerçek yaşamla, masal dünyası arasındaki ilişkiyi çok iyi kurmuşlar diyebilirim. Kısacası dizi -en azından ilk sezonu itibarı ile- mükemmel olmuş diyebilirim. Eğer bu aralar izleyecek bir şeyler arıyorsanız hepinize şiddetle tavsiye edebilirim. Belki buralarda da böyledir. Gerçeği bilen tek bir kişi, laneti bozacak tek bir kişi falan... Tamam tamam o kadar etkisinde kalmadım abartmanın anlamı yok. İyi seyirler hepinize. Bir ara deneyin pişman olmayacaksınız.

1 yorum:

  1. İlgiyle takip ettik efenim. Dizinin rating başarısını belirtecek bir dip not aktarayım. Her ne kadar bizim ülkemizde çok tanınmasa da Amerikada 2ci sezon onayını ilk sezonun 4cü bölümünde mi ne aldı.

    YanıtlaSil