17 Temmuz 2012 Salı

Kosmos


















İzlemek üzere tam üç kez başlamıştım Kosmos'a ama bir şekilde yarım bırakmak zorunda kalmıştım. Kendi kendime "Kader izlememi istemiyor" diye tribe girmenin eşiğindeydim ki nihayet bugün başlayıp bitirmeyi başardım bu filmi. İzlediğim ilk Reha Erdem filmi olması, pek çok sinema otoritesine göre bugüne kadar yapılmış en iyi yerli yapımlardan olması, izlenmek üzere oluşturduğum yerli filmler listemin en önemli parçalarından olması gibi bileşenler Kosmos'u önemli yapan sebeplerdendi. Açıkçası şu benim listemde bulunan filmlerden en çok merak ettiklerimin son halkası Kosmos ve bundan sonra hangi filmi izleyeceğime dair bir fikrim yok. Hayırlısı deyip filme geçiyorum.

Yönetmenden biraz bahsetmemiz gerekirse Reha Erdem 1960 İstanbul doğumlu. Galatasaray Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi gibi önemli eğitim kurumlarında eğitim gören Erdem, 1983 yılında Paris'e gidip sinema okumuş. Sinemamızın kan ağladığı 1990'lı yıllarda çıraklığını yaşayıp şu an sinemamıza yön veren ustalardan bir tanesi Reha Erdem. Nuri Bilge Ceylan, Zeki Demirkubuz gibi isimlerden oluşan zincirin önemli halkalarından. İlk filmi A ay'ı, 1988 yılında çektikten sonra arada bulunan uzun boşlukta reklam yönetmenliği yapmış. Sinemamıza önemli yapımlar kazandıran Erdem'in son filmi Kosmos. Paris yıllarında Plastik Sanatlar eğitimi de alan Reha Erdem, ilk filmi A ay dışında her filminde Florent Herry isimli görüntü yönetmeni ile çalışmış. Kurgu ve ses tasarımı gibi konular üzerindeki hassasiyeti "Reha Erdem Sineması" tanımını oluşturan faktörler gibi görünüyor.

Kosmos'a gelince, 2010 yılında seyircisine merhaba demiş dikkat çekici bir film olarak göze çarpıyor. Hayat Var'ın hemen ardından çektiği Kosmos ile Reha Erdem adından oldukça söz ettirmişti. Sinema Dergisi'nin En İyi 100 Türk Filmi özel sayısında, pek çok sinema yazarının değerlendirmesinde bugüne kadar yapılmış en başarılı yerli yapım olarak onurlandırılmış durumda. Kosmos'un senaryosu yine Reha Erdem'e ait. Başrol isimlerine gelince Sermet Yeşil, Türkü Turan ve Serkan Yeşil isimlerini görüyoruz. 

Senaryodan bahsedersek, Battal(Sermet Yeşil) bir yabancı olarak geldiği karla kaplı bir yerleşim yerinde tesadüfen bir çocuğun hayatını kurtarır. Yabancıları barındırmaktan sıkıntı duymayan halk, daha ilk günden hayat kurtaran bu adama kollarını açar, onu benimser. Ama Battal biraz farklı bir adamdır. Söyledikleri, yaptıkları, karakteri pek anlaşılmaz halk tarafından. Zamanla birkaç mucize gerçekleştiren Battal kısmen çekinilen biri olmaya başlasa bile aslında zararsız olduğu belli gibidir. Kurtardığı çocuğun ablası(Türkü Turan) ile arasındaki diyalog ise bambaşkadır.

Düşüncelerimi söylemem gerekirse filmin bir fark yarattığını söylerken zorlanmıyorum. Bunun hem senaryoya hem işin teknik kısmına yönelik sebepleri var. Senaryoya yön veren Sermet Yeşil ve Türkü Turan'ın diyaloğu, mucizeler gerçekleştiren bir adam gibi durumları sinemamızda pek görmeyiz. Görüntü ve ses olayı ise tam bir yönetmen başarısıydı diyebiliriz. Reha Erdem kesinlikle kendini belli etmiş bu konularda. Buna karşılık film beni çok etkiledi, koltuğa çakılıp nefessiz izledim gibi şeyler söyleyemem size. Vasatın üstünde, her şeyiyle fark yaratmış güzel bir filmdi. 

Kosmos, o sene düzenlenen Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Görüntü Yönetmeni dallarında ödüle layık görülerek onurlandırılmıştı. Film henüz yayınlanmadan önce yayınlanan fragmanının oldukça beğenildiğini belirtmeden geçmeyelim. Kendi adıma filmin afişini de oldukça başarılı buldum. Kars'ın o karla kaplı görüntüsü de kesinlikle harika yansıtılmış perdeye. Aslında filme dair övgüyle bahsetmek istediğim birkaç nokta var ama spoiler vermemek adına istemeyerek vazgeçtim.

Kosmos başarılı bir yapım olmuş. Ayrıca bir noktadan Reha Erdem filmlerine başlayarak son dönemdeki yeni yönetmenleri seyretme işine bir halka daha ekledim. Şimdiden iyi seyirler hepinize. Kosmos, Reha Erdem'e başlangıç için iyi bir seçim oldu sanırım. 

2 yorum:

  1. Yorumumda Kosmos'un konusuna değinmek istiyorum. İnsanların batıl inançları ve hayatlarını böylesine oyalayıcı şeylerle tüketişleri, böyle şeylere bağlanma istekleri ve adeta tapınmaları. Sonrasında ise cahilliğin sebep olduğu çirkin bir son. Ve tarihin tekerürü... Böyle süregelen olaylar zinciri. Dünya düzeni...
    Kosmos güzel şeylere değinmiş. İnsanlar amaçlarını iyi şeyler üzerine oturtmalı. Çirkin dünyada güzel kalmayı başarmalı.
    Emeğinize sağlık. :)

    YanıtlaSil